Kendime not

Uçurumun kenarındasın ama seni  avutan tek şey düşmemiş olman. Bu bir sorun, diğer sorunlarının yanında. 

Durmadan yokuşlar çıkıyorsun, sonu gelmeyen yokuşları çıktıkça çıkıyorsun. Sen yokuşlardan nefret edersin. Ben yokuşları değil, o yokuşları çıkmayı severim diyorsun kendine, yalan. Kendine yalan söyleme. Yoldaki belli kaldırım taşlarına basmayarak kendince küçük oyunlar oynardın eskiden, bıraktın. Uzun araba yolculukları yapmaya bayılırdın. Seni bir yere götüren her türlü yoldan nefret etmeye başladın, ne zamandı hatırlamıyorsun. İzlediğin her yol seni çorak arazilere çıkardığından olsa gerek. Sırt çantanı alıp bilmediğin bir istikamete doğru yola koyulmak, güneşin doğuşunu elinde bir şarap kadehiyle, seni kimsenin tanımadığı  bir sahil kenarında izlemek isterdin, vazgeçtin. Sen en iyi bildiğin şeyi yaptın, bıraktın ve vazgeçtin.

Tuttuğun ve salmadığın tüm o şeyler sen onlara dokunmasan da varlarmış. Mesela geçmediğin bütün o yollar sen geçmesen de yine aynı noktaya çıkıyorlarmış. Yolların yol olmak için kimseye ihtiyacı yokmuş. Bazı şeyler böyleymiş, ihtiyaç duymadan da var olurlarmış.

Seni iyi bilsinler diye çok çabaladın. Ardı arkasına kendi huzurunu kovaladın. Dudak kenarlarında tonlarca ağırlık olsa da gülümsedin. Bir şey olmazdı nasılsa; ona tamam, buna peki dedin, ötekini eyvallahla geçiştirdin, berikine mutluluklar diledin, her şeyi sineye çektin. O parçanı kabullendin, bu parçanı ufaladın, paramparçanı bağrına bastın, geçti sandın... İyi mi oldu sanki, şimdi kimse senin üzülebileceğine ihtimal vermiyor işte. 

Madem böyle oldu, böyle kalsın demelerine tutundun. Hiçbir şey aynı kalmıyordu farkında değildin. İçine attığın her şey büyüyüp zehirledi kalbini. İnsanın kalbi yaralıysa diğer her yeri tam da olsa kurtarılamıyormuş meğersem. Hiçbir şeyin seni yıkamayacağına inanırdın. İnanç en kötü intihar şekliymiş. Bak artık enkaz haldesin.

Uçurumun kenarındayken neyse ki düşmedim diye mutlu olmaya çalışıyorsun, yapma. 

Yeniden doğma niyetin varsa işte buradan başla.


Yorumlar