Kendine yeniden hatırlatma zamanı: En zor günlerini sen, yine kendi başına atlattın.
Zaman kavramını yitirdiğin günler geçirdin; saat kaçmış, gün neymiş önemini kaybetmişti. Boğazından bir lokma bir şey dahi geçmemişti. Geceleri yorganın altında kendi gözyaşlarında yüzmüş, yüzünü gömdüğün yastıkta çığlıkların yankılanmıştı. Güneş nihayet doğduğunda, bitti mi sonunda diye sormuştun kendine. Bitmemişti. Sancılı saatler birbirini kovalamıştı da sen yine doğamamıştın küllerinden, unutma.
O ağacın köklerine oturup saatlerce kalkmadan öylece boşluğa bakmıştın. Boğazın kuruydu ama gözpınarların sırılsıklamdı. Lacivert gökyüzü siyaha dönüşmüş, yıldızlar yutulmuş, ay sana küsmüştü. Ilık bir geceydi ama senin saçların kırağıyla kaplanmış, ellerin buz kesmiş, zihnine karlar yağmış, kirpiklerine yağmur damlaları asılmıştı. Dizlerin ve dudakların titriyor, tenin acımasızca kesiliyor, kalbin tüm koyuluğuyla kararıyordu, hatırla.
Kendini uzunca bir müddet banyoya kapatmış ve neyin var sorusunu sormasınlar diye musluğu boşa akıtmıştın. Akan suyu dakikalarca hiçbir şey düşünmemeye çalışarak izlemiştin. İçinde fırtınalar kopuyordu işte o an, kafanı yürüdüğün tüm kaldırım taşlarına tek tek vurmak, kalbini göğüs kafesinin içinden tek hamlede söküp ayakların altında çiğnemek, saçlarını kesip her bir telini tek tek yakmak istiyordun, anımsa.
Sen unuttum geçti diyorsun, eminim öyledir. Yine de ben sana tekrar hatırlatacağım: En zor günlerini sen, yine kendi başına atlattın.
Yorumlar
Yorum Gönder