Kendi kendime

Kendini bu hale sen getirdin. Çok şey boşverdim ama en çok kendimi, çok şey bekledim ama en az kendimi. Çok güzel olduğumu düşündüm yanıldım, çok güzel olduğunu düşündüğüm her şey tarafından kandırıldım. Çok şey aradım ama bulamadım, çok yerde aradım; dağda, taşta, havada ve denizde. Yıkılan hayallerimin altında kaldım durmadım, bir şarap şişesinin içinde boğuldum yine durmadım. Yedi cedden başlayıp birinci kuşaklara kadar sövdüm, ağladım, çırpındım, tırmaladım. Bir yerlerde bir şeylerimi unuttuğumu sandım; döndüm, koştum, sordum, bulamadım. Oturdum, düşündüm, taşındım, vermeye ve verilmeye yüz tutmuş tüm kararlardan bertaraf ettim. İçimde kalan ne var ne yoksa çıkarmak istedim, kusmak, tükürmek ve akla gelecek diğer bütün fiilleri gerçekleştirmek istedim. Yalnızca nefes alarak yaşa, dedim kendime. Kalpte oluşan sızlamaları unut, çiçekleri, gülüşleri, midende uçuşan kelebekleri, gitmeleri, gelişleri unut.


Ben söylediğin sözlere bir hayratım, sen ise acıyla yanan yüreğime köz.


Bu bitmişlik ve biteceklik tesadüf değil.


Yorumlar