İntiharperest

Her şeyin çok fazla geldiği bir dönemdeyim. Çok fazla ama öyle bir fazlalık değil. Gereğinden fazla ve bazen de gereğinden az. Ortası nereye kayboldu haberim yok. Bir ortasının olmasını ne çok diliyorum haberiniz yok. Haberinizin olmadığı diğer şeylerle beraber yitip gitti benliğim de bu ortayla beraber hem de ortalıkta.

Kendi kendimi ezdiğim her bir noktada çürüklerimin geceleri uyumama engel olduğu bir dönemdeyim. Gözaltlarımdaki morlukları kapamaya hiçbir makyaj ürünü yeterli gelmiyor. Huzursuzluğumun içimde bir yerlerde açtığı boşluğu hiçbir insanın doldurmaya yetmediği gibi.

Kokladığım çiçeklerin artık bir hoşnutluk vermediği bir dönemdeyim. Elimdeki son karanfili yere düşürüyorum, kanıyor düştüğü yerde. Bir karanfilin ardından ağladım da ağladım. Yüzüm döküldü ağlamaktan kimse "bana mısın?" demedi.

Sokaklarımdaki kendi kaldırım taşlarımı kendi kafama vurduğum bir dönemdeyim. Karanlık ve kasvetli bir sokak, hava kapalı, inceden de bir yağmur var. Tenimi eriten her bir yağmur damlasına haykırmak istiyorum, sesim çıkmıyor.

Yazarak hiçbir şeyin üstesinden gelemediğim bir dönemdeyim. Parmak uçlarımdaki romatizmalarla olan alışverişim daima beni kârsız çıkarıyor, bu hesaba matematiğim yetmiyor artık. Bu hesap hiçbir teoremin çözemeyeceği karmaşık bir formül haline geldi, ellerim kollarıma bağlanmış durumda.

Aynadaki kendi yüzüme tahammül edemediğim bir dönemdeyim. Kendim ne zaman kendime yabancı oldu bilemiyorum. Arkamdaki yakılmış köprüler önümdeki kırık dökük diğer köprülerle birleşiyor şimdi, tam şu anda. Alevler büyüyerek beni de yutsa, diye dilerken buluyorum kendimi şimdi, tam şu anda.

Şimdi, tam şu anda, adımı yırtıp atmak tek temennim.



Yorumlar