Masallar ve canavar duygular

Bir boşluğun bıraktığı merhametsizlikle aynada yüz yüze konuşmaya çalışıyorum. Aynadaki yansımam o merhametsizliğin arkasına saklanmış. Soru sorsam cevaplamaya hâli yok; ağlasam gözyaşlarımı silmeye mecali kalmamış. İkimiz de yorgun, ikimiz de yitik.

Çok huzursuz hissetmelerle çok boş hissetmeler arasında ip atlamaktan avuç içlerimde çürükler oluştu. Bir kez dokunsa ellerime, tenim dönecek griden farklı renklere ama bir yudum suya muhtaçken "elini yüzünü yıka geçer" tavsiyelerinde boğulur gibi bir halim var.

Ardında bıraktığın o küllerden doğacağını ümit ederken hata yaptığımı biliyordum, yine de aradım seni bir Anka kuşuymuşsun gibi. Ayak tabanlarımdaki yanıkların günahı senin boynuna.

Uzattığım elime gülüp, sonra da kendi parmaklarımı yine kendi boynuma sen doladın, bunu biliyorsun. Sesim çıkmadı bir bildiğin vardır diye. Bir bildiğin, pek çok da bilmediğin şey vardı, olsun.

Uzun lafın kısası, yine uykuya dalmama yardımcı olması için beklediğim şekilde sonlanmayan bir masalı okudum. Uyku sorunlarım olduğunu en iyi sen bilirsin; sayıklamalarım ve ağlamalarım yüzünden sesimin kısıldığını da ben.


Yorumlar