Katil takvimler

Akışına bırakılan her şey tüm sorumsuzluğuyla aktı gitti. Kolay oldu demiyorum ama oldu. Sadece oldu. Bir zarfa ihtiyaç duymamaya başladığım zaman pek çok şeyin eskisi gibi de olmayacağını fark ettim. 

Oluruna bırakılan hiçbir şeyin oluru yok, tabii ki şaşırtmadı. Yine de umut adına suladığım çiçeklerimi sabah uyandığımda köksüz bulmak üzdü. Dibinden kazınmış ve de birçok yerinden çizilmiş teflon tava gibi hissetmeme yol açan birtakım cümleler ateş ediyor tüm acımasızlıklarıyla bana. Yüzüm bin parça; her parçası farklı bir ben.

Bakalım ne olacak, denilen hiçbir hadise olmadı. Yoluna koyduğum tüm taşlar un ufak şimdi ayaklar altında. Bu denli nadir hisleri bu kadar ucuz elden çıkarmamak gerekirdi, hepten zarardayız. Açıklığa kavuşturunca bir seyleri bulanıklık düzelir sanmıştım. Zararın neresinden dönsem kâr etmedi, tırnak altlarımdaki kanda boğuluyorum bak. Zararın son bir yerinden daha döneyim derken onun bir çember olduğunu anladım bugün. Havlu atamıyorum.

Hissedilmesi mecburiyetten olan tüm hislerin faili meçhul ve sarılma aciliyeti olan kolların tümü havada kaldı artık.

Takvimlerin bıçakları olduğunu fark ettin mi, ben çok güzel ettim.


Yorumlar