Sen, sen ve sen,
Bir insan hayatının ne kadar kolay harcanabileceğini tüm insanlığa gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Hiçbir şey istememiştim, mutlu olup gülmekten başka, ama yok. Neyimi sevmediniz diye sormak istiyorum ama soramıyorum. Uyuyamıyorum kabuslardan. Yiyemiyorum boğazımdaki yumruk hissiyatından. Gülümseyemiyorum susuz geçen gecelerin yol açtığı çatlamış dudaklarımdan.
Sen, sen ve sen,
Bir ayak parmağının neden hissedilemeyeceğine açıklama getirdiğiniz için teşekkür ederim. Gırtlağımdaki sıcak su izlerine dokunasım geliyor bir şeyler hissederim umuduyla. Bazı şeyler araştırılarak da öğrenilmiyormuş, yaşamak gerekiyormuş. Bazı şeyler kaç kez ölsen de aşılmıyormuş, yaşamak gerekiyormuş. Hüzün ve sevincin o çirkin grisinde ben durmadan taklalar atmış durmuşum, haberim yokmuş. Duyulan geçmiş zaman eklerinin bu denli acı verici olmasının birtakım nedenleri mevcut elbet. Kendi içime hangi açıdan baksam her yer kör nokta şimdi.
Sen, sen ve sen,
Yeni bir insan yaratmanın kolaylığını kendinize kanıtlayabildiğiniz için teşekkür ederim. Unutmak en zoru derler, yalanın daniskası. Bir kabullenişe bir hayat borcum varmış meğersem. Gerçekten bitmiş olmam ihtimal halinden çıktıktan sonra geri dirilme ihtimalimle beraber uyudum 5 gün boyunca. Güzel bir cenazeyle kendimi uğurladığımda diğer bütün güzellikler de terk ettiler bedenimi. Hatırlayarak yaşamak boynumun borcuydu ama ölürdüm unutmasam. Ben de öldüm.
Sen, sen ve sen,
Bir vazgeçişin kıyısına yastık atılıp nasıl da uyunamadığını tecrübe ettirdiğiniz için teşekkür ederim. Her şeyi kendi kendime yaşadığım 6 metrekarelik bir odada hangi duvar benden çok yıkılır artık biliyorum. Gömdüğümü sandığım tüm acılar tarafından yakın mesafeden vuruluyorum. Lacivertin en koyu gece zamanlarından leylak ve yavruağzının hakim olduğu sabahlara kadar yolum çoktu ama boştu. Kime dönsem sırtımdaki bıçak izlerinden bihaber sandım ama yanıldım. Ben zaten kime dönsem bir ayakkabı bağı bağlama süreci içersinde o izlere bir yenileri eklendi. Artık acımıyor demek isterdim ama artık acı gerçekleri kendi ellerimle yaptığım süslemelerle yumuşatmaya da mecalim yok.
Şimdiyse hepiniz,
Sağlam temelli bir güven kalesinin bütün surlarını yavaş yavaş ama güçlü hamlelerle nasıl yıktığınızın fragmanını bırakıyorum buraya.
İyi seyirler.
Bir insan hayatının ne kadar kolay harcanabileceğini tüm insanlığa gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Hiçbir şey istememiştim, mutlu olup gülmekten başka, ama yok. Neyimi sevmediniz diye sormak istiyorum ama soramıyorum. Uyuyamıyorum kabuslardan. Yiyemiyorum boğazımdaki yumruk hissiyatından. Gülümseyemiyorum susuz geçen gecelerin yol açtığı çatlamış dudaklarımdan.
Sen, sen ve sen,
Bir ayak parmağının neden hissedilemeyeceğine açıklama getirdiğiniz için teşekkür ederim. Gırtlağımdaki sıcak su izlerine dokunasım geliyor bir şeyler hissederim umuduyla. Bazı şeyler araştırılarak da öğrenilmiyormuş, yaşamak gerekiyormuş. Bazı şeyler kaç kez ölsen de aşılmıyormuş, yaşamak gerekiyormuş. Hüzün ve sevincin o çirkin grisinde ben durmadan taklalar atmış durmuşum, haberim yokmuş. Duyulan geçmiş zaman eklerinin bu denli acı verici olmasının birtakım nedenleri mevcut elbet. Kendi içime hangi açıdan baksam her yer kör nokta şimdi.
Sen, sen ve sen,
Yeni bir insan yaratmanın kolaylığını kendinize kanıtlayabildiğiniz için teşekkür ederim. Unutmak en zoru derler, yalanın daniskası. Bir kabullenişe bir hayat borcum varmış meğersem. Gerçekten bitmiş olmam ihtimal halinden çıktıktan sonra geri dirilme ihtimalimle beraber uyudum 5 gün boyunca. Güzel bir cenazeyle kendimi uğurladığımda diğer bütün güzellikler de terk ettiler bedenimi. Hatırlayarak yaşamak boynumun borcuydu ama ölürdüm unutmasam. Ben de öldüm.
Sen, sen ve sen,
Bir vazgeçişin kıyısına yastık atılıp nasıl da uyunamadığını tecrübe ettirdiğiniz için teşekkür ederim. Her şeyi kendi kendime yaşadığım 6 metrekarelik bir odada hangi duvar benden çok yıkılır artık biliyorum. Gömdüğümü sandığım tüm acılar tarafından yakın mesafeden vuruluyorum. Lacivertin en koyu gece zamanlarından leylak ve yavruağzının hakim olduğu sabahlara kadar yolum çoktu ama boştu. Kime dönsem sırtımdaki bıçak izlerinden bihaber sandım ama yanıldım. Ben zaten kime dönsem bir ayakkabı bağı bağlama süreci içersinde o izlere bir yenileri eklendi. Artık acımıyor demek isterdim ama artık acı gerçekleri kendi ellerimle yaptığım süslemelerle yumuşatmaya da mecalim yok.
Şimdiyse hepiniz,
Sağlam temelli bir güven kalesinin bütün surlarını yavaş yavaş ama güçlü hamlelerle nasıl yıktığınızın fragmanını bırakıyorum buraya.
İyi seyirler.
Yorumlar
Yorum Gönder