Saklanan eller

Elimdeki aynanın suratımı yansıtan tarafı kırık. Parça pinçik cam kırıkları damarlarımın içinde son sürat dolaşmakta adeta. Dokunacak bir yer bulamamak mı en acısı yoksa bir gerçeklikle yanyana uyumaya çalışmak mı? Ellerimi kendime sakladım. Bir bencilliğin bu denli can yakıcı olmasına akıl sır erdiremezken kopan bir dal parçasına asılı halde düştüm yüzlerce metre yükseklikten. Kuyruksokumumdan enseme dek uzanan bu acının faili sensin.

Azıcıkmışım gibi hissetmekten yok olmaya kadar geldim. Kendi yokluğuma var süsü vermekten parmaklarım kan revan içinde kaldı. Bir yokluk hiç bu kadar yok gibi gelmemişti gözüme. Azıcıkmış gibi hissetmelerim o kadar bereketli ki en sonunda dudaklarımda bir tebessüm belirdi. Huzurlu bir ölümün son saniyesinde tabloya eklenen bir fırça darbesiyle eş değer bir tebessüm; alelacele.

Ellerimi kendime sakladım, sen incinme diye.
Ellerimi kendime sakladım, tebessümüne çomak sokmayayım diye.
Elkerimi kendime sakladım, üstündeki yaraları görme diye.

Tenim parmak izleriyle dolu.
Sen de çek ellerini üzerimden.

Yorumlar