Ütüsüz elbisemin altına sakladım tüm kırıklıklarımı. Olabileceğinin en kötüsü şeklinde hıçkırdım ve o anda geçen saliseler süresince içime attıklarımı beynimin odalarında haykırdım durdum. Kimin ya da neyin duyduğunu bilmeden. İnsan en çok en sevdiklerine kırılıyor. En çok en sevdikleri için ağlıyor ve en güzel sekilde de en sevdiklerini kaybediyor. Bu ironi karın ağrısı yapar.
Sana anlattım aslında. En çok seni sevdiğimi pek çok kereler altını çize çize okudum sana senin kulakların hep sağırdı bana. Ben en çok sana kırılıyorum çünkü çok güzel kırıyorsun. Kırıldığım yerdeki tüm kıymıklar her bir göz kırpışınla daha da derinlere gömülüyor. Ve bu cehennem gibi acıtıyor. Ellerim kan içinde görüyor musun?
Sevgimin düğmeleri etrafa saçılmış. Tüm iyi niyetlerim boş koltuğa kesilmiş bir bilete aitmiş gibi hissetmeme yol açan birileri var. Birileri daima yanımda ama her zaman da en uzakta. O birilerinin havaya verdiği karbondioksitte boğuluyorum bazı geceler.
Anlam aradığım tüm kelimelerine nokta koyarken hiç mi hiç düşünmedin. Vicdanını satılığa çıkardığın o pazar yerinde cesedimi buldular, şakağımda yüzlerce mermi izi. Ölemiyormuşum. Kırmızılık kokan tüm duygularimin üstüne her defasında pansuman yaptın, söylesene nereye kadar? Kelimeler de bitiyor bir süre sonra bakıslarımdaki sıcaklık gibi. Ensemden yukari tirmanan bir acı fırtınasıyla karşı karşıya ve kaynar sularla defalarca yüz yikamaya eş değer bir hassaslık seviyesindeyim. Yavaş yavaş yitiriyorum tüm inancımı.
Üstüme kaç kürek toprak attığını saymayı bıraktım.
Çok derinlere gömdün beni yeniden, huzur içinde yatamam.
Sana anlattım aslında. En çok seni sevdiğimi pek çok kereler altını çize çize okudum sana senin kulakların hep sağırdı bana. Ben en çok sana kırılıyorum çünkü çok güzel kırıyorsun. Kırıldığım yerdeki tüm kıymıklar her bir göz kırpışınla daha da derinlere gömülüyor. Ve bu cehennem gibi acıtıyor. Ellerim kan içinde görüyor musun?
Sevgimin düğmeleri etrafa saçılmış. Tüm iyi niyetlerim boş koltuğa kesilmiş bir bilete aitmiş gibi hissetmeme yol açan birileri var. Birileri daima yanımda ama her zaman da en uzakta. O birilerinin havaya verdiği karbondioksitte boğuluyorum bazı geceler.
Anlam aradığım tüm kelimelerine nokta koyarken hiç mi hiç düşünmedin. Vicdanını satılığa çıkardığın o pazar yerinde cesedimi buldular, şakağımda yüzlerce mermi izi. Ölemiyormuşum. Kırmızılık kokan tüm duygularimin üstüne her defasında pansuman yaptın, söylesene nereye kadar? Kelimeler de bitiyor bir süre sonra bakıslarımdaki sıcaklık gibi. Ensemden yukari tirmanan bir acı fırtınasıyla karşı karşıya ve kaynar sularla defalarca yüz yikamaya eş değer bir hassaslık seviyesindeyim. Yavaş yavaş yitiriyorum tüm inancımı.
Üstüme kaç kürek toprak attığını saymayı bıraktım.
Çok derinlere gömdün beni yeniden, huzur içinde yatamam.
Yorumlar
Yorum Gönder