Kırmızıdan Kadın

Kimi zamanlarını yalnız geçirdi kadın.
Vakit bir hayli geç idi ve saatler de epeyce karanlık.
Bir ses duyar gibi olurdu sonra geçerdi.
Karanlıkta atlattı kırmızıdan kadın kabuslarını.
Bir ölü ve yine bir de yaralı çıktı.
Ağladı ve bembeyaz sabahlara uyandı çokça korkunçtu.
Bir beyazlık bu kadar mı ürkütürdü, vallahi ürküttü.
Kalkmadı yatağından ve gözlerini tekrar kapadiğinda
Bir şeylerin değişmiş olduğunu umdu.
Çokça dua etti ve yine dua etti.
Kime ya da nereye gönderdiğini bile bilmeden o duaları.
Çünkü güvensizlik her yerdeydi ve
Ne yapacağını bilememe hissi dört bir yandan sokulmuştu.
Kadın gözlerini kapadı ve kendinden geçti.
Kendine geldiğinde bir hafta geçmişti, bir ay ya da bir yıl, hâlâ emin olamıyor.
Kırmızıdan kadın hâlen şüpheli, hâlen korkuyor ve hâlen acı dolu.
Kırmızıdan kadın acılarına çift dikiş yapmaktan mutluluklarının iki yakasını bir araya getiremiyor, hayret bi' şey.
Bir anı bu denli mi canlılık fonksiyonu gösterir haddi bile yokken?
Haddi bile yokken kimlerin ıslak kaldırımlarını kuruladı kadın çokça kere?

Nasıl bir kaldırım ise kurumadı gitti be azizim.
Hayır düzeltiyorum:
Kurumadı.
Sadece gitti.
Sonra da gülümsedi kırmızıdan kadın.
Gülümsedi ve kadehini kaldırdı olmuşluklara.

Yorumlar