Sonuçlar

Yaralı ayrıldıgımız zamanlar olur. Ölmemişizdir fakat işe yarar, bir kürek tutacak parçamız da kalmamıştır. Unuttum dediğin anda hatirlarsin bazen ve unutmam dediğin zamanlar sertçe ıslak bi havluyla vurur sırtına. Diz çokersin çünkü başka çaren mi vardır sanki?

Sağa dönersin ihanet sola dönersin fısıltılar, yorgani kafana kadar çekmekten başka ne var elinde sanki? Hep bi korku hali ve kalp sıkışmasıyla beyin sancısı arasında salınan bir salincaktasin. Daha yükseklere çiktikça ciğerlerin çürür aşağı inmeye başladığın an havayla temas eder ellerin. Sonuç: hayalkirikliği.

Okursun, yırtarsın, çizersin, tekrar silersin ve böyle bir takvimden ibarettir geçmişin. Beğenmediklerini siler başka şeyler çizersin. Kendini resmedersin bembeyaz kağitlara. Sonuç: parmak izleri. Onlarca parmak izinin her biri aynı bak hem de. Nedenini ben söylemem, anladınız siz.

Susarsın, konuştururlar, konuşursun susman gerektiğin yeri bilmemekle suçlanirsin ve en güzel yaptiklari şey değil midir suçlamak. Kuşların içindeki paslı kafeste nefes alamaz ama yaşıyorlar sonucta. Es geçersin. Sonuç: 1 ölü.

Şeytanla başbaşa aynı masada yemek yersin ve tüm hatalarinin bedelini yine kendin çekersin çunkü doğanın kanunu bu. Doğayı sevmem içi fesat, şehirler daha açık sözlü.

Sinirlerine düğümler atarsin günler geçtikce ve her gün bir çizik daha atarsin sağlam sandiğin kemiklerine. Çetele tablon bayaği kabarık ama ne farkeder; her gün bir diğerinden daha karmaşık ve kötü kalpli.

Dokunulan her yerini yikarsın kaynar sularla ve zihnini camaşır sularına yatirirsin lekeler akıp gider umuduyla. Hatıralara ön yıkama da yapılmıyor bakın bu çok kahredici. Atsan atılmaz satsan satilmaz.

Dündüm.
Bugünüm.
Yarın olacağım.

Yorumlar