eskisi gibi olmayı bırak yenisi bile olamadım. olmayan şeylerin lafı yapılmazdı sen de sevginin lafını hiç yapmadın. kızmıyorum. bak kül oldum hoş mu?
olmayan şeylerin lafı yapılmaz evet o yüzden şimdi otur da lafını yaptığım şeyleri dinle.
sevmekle uzaktan yakından bir ilgin yoktu. olsa görürdüm gözlerinde çünkü en çok gözlerini severdim. gariptir ki sevilmekle de yok onu da gördüm elinin tersinde. oysaki ben avucunun içiyle ilgili hayaller kurardım ben kokulu. yaptığın elinin tersiyle şöyle bir korkutmak oldu beni, yaptiğini beğendin mi ya da beğendiğini yaptın mı, sen seç.
kendine ördüğün duvarlara, bak içim parça parça olana kadar çarptım durdum. birazcık yıkma umudum olsaydı kendimi1000 parçaya bölerdim de öyle vururdum, bilirsin.
senin için üzülüyorum hala. kimse senin için bir daha paramparça olmayı göze almayacak. bence sen de üzül. hatta bir banka otur önceden yaptığımız gibi ve çamaşır makinelerine güldüğümüz kadar ağla.
kendim için de üzülüyorum. kimse için bir daha paramparça olacak bir bütünüm kalmadı. ama sen buna üzülme.
dağ gibisin. asla yıkılmayan ve derin bir karanlıkta saklanan dağ gibi. seni dümdüz edecek kadar sevmiştim ama etmedim, otur da biraz bu konu hakkinda düşün hadi.
istenmediğim yerde hiç bu kadar kısa kalmamiştim, tam 33 gün. 33 günden sonraki her gün farklı şekillerde öldüm ve öldürdüm. akşam cesedini çiğneyip geçtiğim adam nasil olurdu da bir gün sonra sabah yani başimda biterdi?
beni istedi mi istemedi mi hiç bilemedim. git dese gitmezdim ama kal da demedi, kendi de gidemedi, beni de gönderemedi, kaldık böyle.
Üstünden geçen bunca zaman bir seyleri değistirdi ya da her sey aynı, farketmez. Onu kötü hatırlamak istemiyorum, yazmişim günlüğüme tarihi 29 kasım. Her şeyi hatirliyorum bu da iç kanamasının kompozisyonu olsun.
Sana soruyorum ama ben, kötü de olsa sen neler hatirliyorsun bana dair?
olmayan şeylerin lafı yapılmaz evet o yüzden şimdi otur da lafını yaptığım şeyleri dinle.
sevmekle uzaktan yakından bir ilgin yoktu. olsa görürdüm gözlerinde çünkü en çok gözlerini severdim. gariptir ki sevilmekle de yok onu da gördüm elinin tersinde. oysaki ben avucunun içiyle ilgili hayaller kurardım ben kokulu. yaptığın elinin tersiyle şöyle bir korkutmak oldu beni, yaptiğini beğendin mi ya da beğendiğini yaptın mı, sen seç.
kendine ördüğün duvarlara, bak içim parça parça olana kadar çarptım durdum. birazcık yıkma umudum olsaydı kendimi1000 parçaya bölerdim de öyle vururdum, bilirsin.
senin için üzülüyorum hala. kimse senin için bir daha paramparça olmayı göze almayacak. bence sen de üzül. hatta bir banka otur önceden yaptığımız gibi ve çamaşır makinelerine güldüğümüz kadar ağla.
kendim için de üzülüyorum. kimse için bir daha paramparça olacak bir bütünüm kalmadı. ama sen buna üzülme.
dağ gibisin. asla yıkılmayan ve derin bir karanlıkta saklanan dağ gibi. seni dümdüz edecek kadar sevmiştim ama etmedim, otur da biraz bu konu hakkinda düşün hadi.
istenmediğim yerde hiç bu kadar kısa kalmamiştim, tam 33 gün. 33 günden sonraki her gün farklı şekillerde öldüm ve öldürdüm. akşam cesedini çiğneyip geçtiğim adam nasil olurdu da bir gün sonra sabah yani başimda biterdi?
beni istedi mi istemedi mi hiç bilemedim. git dese gitmezdim ama kal da demedi, kendi de gidemedi, beni de gönderemedi, kaldık böyle.
Üstünden geçen bunca zaman bir seyleri değistirdi ya da her sey aynı, farketmez. Onu kötü hatırlamak istemiyorum, yazmişim günlüğüme tarihi 29 kasım. Her şeyi hatirliyorum bu da iç kanamasının kompozisyonu olsun.
Sana soruyorum ama ben, kötü de olsa sen neler hatirliyorsun bana dair?
Yorumlar
Yorum Gönder