Bir 'sevme' öyküsü

Nasıl sevdiğimden ve nasıl sevildiğinden bahsedeyim biraz.


Tarihi inan ki hatırlamıyorum ama bir öğlen vaktinde uzaktan görmüştüm seni ve adımın hangi harfle başladiğini unutmuştum. Siluetine yaklaştıkça boşluklarıma doldun, bunu çaktırmamak çok zordu. İlgini hissetmekten öte, geçmişsiz hissetmiştim kendimi, bu çok garip. Bir çift sevimli göze bırakıvermiştim kenara tüm vazgeçilmezliklerimi işte bu da çok korkunç.


Bir yıldızı avuçlarıma almıştım seninle ve engin bir okyanusta nefes almaya çalışmak gibiydi kendimi sana anlatmak. Bakıyordun kimi zaman ama görmüyordun bu belliydi. Gözlerime çuvaldızlar batırdım ben, senin kirpiklerinden ise sadece iğneler geçirdim zamanla bu biraz karmaşık

Elimle tutamadığım gömlek yakasindaki bir saç teli kıvamındaydık kimi zaman bilirsin. Ne yapip edip aldık kopmuş saç tellerini omuzlarımızdan bunu ise herkes bilir. Pek çok kez çığları kartopu yapıp oynadık işte bu en bilinesi. Seni hep sevindirmek istiyorum bu resmen delilik. Benliğimin etrafına yumuşak minderler koymaya başladiğinda farketmistim bunu.


Çok yokuşlara tırmandık, çok arazilere indik, ne kadar sivri köşe varsa çarptık ve kanadık, yine pansumanı birbirimize biz yaptık. bu en güzel aşk özeti olsa gerek.


En bitik anımda ve senin en bitik anında birlikte bitmeye karar vermek hayatımın en doğru şeyi. hayatımın en doğru şeyi olmak bence seni ürkütmemeli. Kendi acımı görmezden gelip seninkini kucakliyorum çoğu zaman aklinda olsun.




Tut ki seni sevmekten vazgeçtim.

Tutamazsın ki.

Yorumlar