Beni senden kurtar

Tüm kapılarımı yüzüme kapıyorsun işte. Nereye dönsem hep reddediliş hep 'yapma değer mi' deyişler. İçimi aldın ve tüm bedenine giydirdin. Söyle eşitliği gösteriyor mu terazin. Elini vicdanına koy da konuş sonra da avuç içlerine bak. Yanmamış olursa namerdim. Sonra 'ben olmak istediğim yeri biliyorum' diyorsun. Bilmediğin her halinden belli  ve bunu bildiğim her halimden belli. Baksana her şey baştan sona belli zaten, nasıl göremiyorsun soruyorum sana.

Kendinden öyle emin ki çöllere düşse bir gram suya minnet etmez. Öyle gerçekçi 'seni seviyorum' diyor ki inanmayana aşk olsun. Ama öyle de güzel sevmiyor ki canım yanıyor. Acımasızlığın filmini çekebilirim sana, hazır mısın? Yönetmeni benim ve korkma başrolünde kendim varım.


Sevmeye olan inançlarımı bir ayakkabı kutusuna koydum ve üst rafa kaldırdım. Sevilmeye olan inançlarım zaten bitik. Sevemedim ben bu günü en başından, bir sonraki ve bir sonraki günü de. Her yanımdan dokundun ve her yanımdan geçtin bittin. Oyun mu oynuyoruz yoksa bir tuzak mı ne olur söyle. Bunca hayal kırıklığı ve öfkenin patlamasını izliyorum kendi içimde, dışarıdan. Ve tüm bu hengâmenin ortasında oturmuş ellerinde kalbin yüzüme bakıyorsun. Kirpiklerin dökülmüş. O çok sevdiğim dudakların yok. Göz bebeklerin kayıp. Söylesene kimlere aitti en başında bakışların?

Komik olmayan şeyler oldu hüngür hüngür ağladım ve komikliklere gülmedim. 'Seni kırmak istemiyorum' diye başladığın her tartışmanın sonunda ben dizlerimin üstüne çöküp dakikalarca boşluğa baktım, sence başarılı bir konuşma mıydı? Kum kovaları taşıya taşıya inşa ettiğim dağlar yandı bitti kül oldu hem de bir hiç uğruna. Gülümsemelerim dudaklarımdan bertaraf ettiler sayende, beni izle. Oturduğun masada 2 duble daha içip benim yerime de kutla zaferini. 

İçime batan tüm kelimelerinin dibini sıyırdım şimdi, afiyet olmadı. Ellerine sağlık tamam ama sence de biraz acı değil miydi? Arkanı dönüp giderken uzattığım elimi görmedin her şeyim,  göremezsin tabi, sana da kızmıyorum. Zaten kim görmüştü ki. 'Gitme, gidersen daha çok seveceksin' derler, duymadın mı. Kaybet bu benliğini, içinde saklanan. Hadi, kapattım gözlerimi. 

Hiç konuşmuyorum ve hiç susmuyorum. Ne hale geldiğim hakkında bir fikrin yok ama sen hala konuşuyorsun. Sen konuş ben dinlerim dediğim günler vardı, şimdi yalvarıyorum sus çünkü ben bittim. Sen de bittin. Her şey gönlünce olsun demek isterdim ama ikimiz de biliyoruz mümkün değil bu sol tarafındaki çöplükle.  Şu saatten sonra kendine nasıl istersen öyle bak. Bu da dümdüz oluşun bir temsili işte.

Kafamı elime yaslamadan duramıyorum, bilemezsin. Çok emin olduğum bir sınavdan kalmışım gibi bir his, nedeni belli değil. Sen kestikçe sardığım yaralara bak ve al bedenimi götür. Beni istemediğini görüyorum., yazık etme kendine. Bir müddet dur ve aynadaki aksini farket. En güzel sözlerini yedin, buna kızmıyorum ama artık parça pinçik ettiğin o kalbi yere bırak. Beni senden kurtar.

Senin neye benzediğini düşünmeyi bırakıyorum artık. Sana benzeyen tüm imgeleri suya koydum ve çiçekleri suladım az önce. Bu serbest bırakmak mı seni yoksa kendimi kazanmak mı bilmiyorum. Asla bitmeyen bir savaşa artık havlu atıyorum. Ölecek yerim kalmadı. Elimde bir acım, bir kahvem ve azabını ömrünün sonuna kadar çekmeni dilediğim vazgeçilmiş bir kız var. Gerçekten mutlu musun?

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan, demiş Beyatlı. Meçhule giden bir gemi kalktı kalbimden, akıbeti sana bağlı.

 Hadi Kaptan, yelkenler fora.




















Yorumlar