Taş kağıt makas

çok değerli acılar çektiğimi sandım hep. onunla ilişkisi olan her şey çok değerlidir, bilirsiniz.

bir insan değerini nasıl kaybeder bunun belgeselini çekebilirdim. bir insana bir hiçlik nasıl bu kadar yakışır size bununla ilgili bir sergi açabilirdim. bir kalp nasıl nasır tutar size bundan uzun uzun bahsedebilirdim. artık anlatamiyorum.

bir tek ben yandım bu saçma sapan ilişkide ve yine bir tek ben söndüm. senin yüzün başkalarına dönüktü en başında da en sonunda da. senin yüzün bana hiç yoktu hatta sanki bir tek bana yoktu. nasıl büyük bi erdemdir bi insanı yüzsüzlüğüyle sevmek bu senin anlayamayacağın şeyler arasında. seni nasıl seviyorum nasıl özlüyorum bunları da ekliyorum sonuna.

elimle yakalamaya çalıştığım tüy gibiydin. ben umudumu asla kaybetmezdim ama sen onları tek tek çiğnedin. ben seninle en sevdiğim kitabın en sevdiğim cümlesini bile paylaşırdım sen kaçtın gittin. bilir misin bilmem, kalbim ve beynim taş-kağit-makas oynaya oynaya parçaladılar beni. Sana bu yüzden kırgınım ve kocaman bir hayal kırıklığıyım. bunun vicdan azabı seni hiç ummadığın bi zamanda ve çok mutlu bi yerde tam kalbinden yakalasın.

İnandım, görmedim, görmezden geldim, duymadım, duydum da çaktırmadım, sevdim söyleyemedim, sevmedim gösteremedim ve daha bir sürü şey. ben ki sana ayarlanmış sensörlü ışık gibiydim saç telinin hareketine gözlerimi parlatırdım. sen karanlığı seçtin.

içimin dibini deldin ordan aktın gittin ne acı. bittiğini fark etmedim bile bu daha acı. ben ki bileklerine kirpiklerimi dökerdim içimden bak işte bu en acısı.

söylediğim her şeyi bi saksıya ektim ve hiç sulamadım. artık bu yolun bundan sonrasında bileklerinden kesmeyeceğim ellerini.

Yorumlar