Yazık

Bir vazgeçişten kalan bütün günahı sırtımda taşıyacak kadar sevdim ve çığ gibi büyüyen bir özleme kafa tutacak kadar üzülme istedim. Çünkü üzemezdim seni, sana olan duygularıma haksizlikti bir kere.
Buna karşılık aldığım alkışların hiçsizliği diz boyu.
Buna karşılık aldığım üzülmeler ise bitmek bilmiyor.

Önüme dizilmiş gitme diyen yaşanamamışlıklarla başa çıkabilecek kadar güçlü değilim. Unutmaya çalışmayacak kadar da yorgunum. Kaç kez bittin kafamda bilsen keşke ama bilme. Kendini o halde görmek istemezsin emin ol.

"Her şeyi berbat ettin" desen bunu inkar edemem. 7 yaşında reçel kavanozu kırmıştım eve giderken ve kırıkların yanına oturup ağlamıştım. Her şeyi berbat ederim o zamandan beri. Huyumdur vazgecemedim. Lakin senin yanına oturup da ağlayamadım. Duymuyorsun çünkü.

Her gece yastıklara bastirarak paramparça ettiğim kafam hangi duvara vursam çatlamiyor bile. Bir tek sözün yetiyor ruhumu parçalara ayırmaya halbuki işte bu çok tuhaf.

Nasıl bi korkuysa bu ben yenemedim. Bile bile lades demeye dönüstü bu oyun bak. Bütün tahtaları kırılmış köprünün ipinde asılı kalmak gibi.

Sen yine de dahil et her şeyi sevdamıza ve kendini hariç kıl. Bütün heba olan şeyleri de görme bunların hepsi benim ayıbımdır.

Yazıklar olsun mu bana?

Yorumlar