Çok şeyler

Çok şey kaldı, çok şey gitti. Kalanlar gidenleri aratmadı çoğu zaman kimi zamansa gidenlere ah çektirdi. Çok ağladım çok güldüm ama en çok ağladım. Ağlaninca yaziliyor çünkü.
Çok şey birikti, çok şey kayıp gitti. Birikenler hep daha fazla acı verdi ve gidenleri düşündürttü. Daha fazla biriktikçe sığamadılar daracık içime hâliyle, yine de sustum. Konusunca da geçmiyor zaten.
Çok şey yazıldı, çok sey okundu. Yazılanlar hep önceleri okuduklarım içindi. Okur-yazar dengesi değil bu bakın. Bilmezsiniz siz.
Çok şey öğrenildi, çok şey unutuldu. Öğrenilenler hep unutulanların mabedi üstünde namahrem el görevi gördü. Farkinda değildiler, unutulanlar aslında gömülüydü.
Çok şey bendi, çok şey yine bendi. Ben kendimden verip yine kendime aldım. Zamanla çoğaldım. Zamanla biriktim. Zamanla yazıldım ve yine zamanla öğrenildim. Yine zamanla bendim.
En başında gimiştim zaten, en başında okunmuştum, en başında unutulmuştum.
Zaten en başında ben, yine bendim.

Yorumlar